Esas No: 2019/285 Karar No: 2019/554 Karar Tarihi: 17.09.2019
Kararı Veren Yargıtay Dairesi: 18. Ceza Dairesi
Mahkemesi: Asliye Ceza Mahkemesi
“… Bireyin bir sendikaya girme veya girmeme, sendikal faaliyete katılıp katılmama iradesi Anayasa’nın 51., Siyasal ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 22., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddeleri ile güvence altına alınmıştır.
Yasa koyucu da çağdaş bir yaklaşımla Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan bu hakkın, cebir veya tehdit kullanılarak engellenmesi eylemini, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. maddesinde yeni bir suç tipi olarak düzenlemiştir. Anılan Kanun maddesinin 1. fıkrasıyla bireysel sendika özgürlüğü, 2. fıkrasıyla da kolektif sendika özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Ancak unsurları farklı olmakla beraber her iki suçun da sendikal özgürlüğe ilişkin aynı hukuksal değeri koruduğu kabul edilmelidir.
Anayasa’nın 51. maddesinde, ‘Çalışanlar ve İşverenler üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.’
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesinde, ‘Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir.’ Siyasal ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 22. maddesinde ise ‘Herkesin, kendi çıkarlarını korumak için sendikalar kurmak ya da bunlara girmek hakkı da dahil olmak üzere, başkalarıyla bir araya gelip dernek kurma hakkı vardır.’ hükümleri yer almaktadır.
AİHM, başvurana verilen uyarma cezasının ‘demokratik toplumda gerekli olmadığı’ sonucuna varmaktadır.Bu nedenle AİHS’nin 11. maddesi ihlal edilmiştir.
YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/16631 Karar: 2015/10362 Tarih: 05.11.2015
TCK 118. Madde
Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu
Ceza Genel Kurulu - Karar: 2019/554
YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/7995 Karar: 2016/2433 Tarih: 10.02.2016
Anayasa’nın “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesi ve “Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması” başlıklı 40. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kamu davasına katılma” başlıklı 237. maddesi hükümlerine de değinilmesi gerekmektedir.
Anayasa‘nın “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesi; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.“; “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesine 4709 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkrasında da, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” şeklinde hükümlere yer verilmiş, 40. maddenin ikinci fıkrasının gerekçesinde bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkân sağlanmasının amaçlandığı, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercisi ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk hâline geldiği belirtilmiştir.